değnek

listen to the pronunciation of değnek
Türkçe - İngilizce
cane

Our teacher used to say This is going to hurt me more than it hurts you before laying into us with a cane. - Öğretmenimiz bizi bir değnekle dövmeden önce Bu, sizden ziyade beni incitecek. derdi.

Tom couldn't walk without a cane. - Tom bir değnek olmadan yürüyemedi.

stick, rod, cane; wand
beating with a stick
stick

Until 1986, in the schools of England, it was legal to punish children with belts, sticks, and clubs. - 1986'ya kadar İngiltere'nin okullarında, çocukları kemerlerle, değneklerle ve sopalarla cezalandırmak yasaldı.

Speak softly and carry a big stick. - Aba altından değnek göster.

ferule; staff
cudgel
stick, cane, wand, rod
rod
club

Until 1986, in the schools of England, it was legal to punish children with belts, sticks, and clubs. - 1986'ya kadar İngiltere'nin okullarında, çocukları kemerlerle, değneklerle ve sopalarla cezalandırmak yasaldı.

{i} stave
bat
crook
staff
distaff
{i} ferule
{i} wand

This is a magic wand. - Bu sihirli bir değnek.

Tom bought his magic wand at a magic wand shop. - Tom sihirli değneğini bir sihirli değnek dükkanından aldı.

{i} baton
değnek gibi
very thin, thin as a lath
değnek gibi
skinny, scraggy
değnek istemek
to need to be thrashed, want a hiding
delinin eline değnek vermek
to give the whip hand to a harmful person
sihirli değnek
(deyim) silver bullet
aba altından değnek göstermek
to show the iron hand beneath the velvet glove, speak softly but carry a big stick
aba altından değnek göstermek
to use an iron hand in a velvet glove
at başlı değnek
hobbyhorse
başlı değnek
knobbed staff
sihirli değnek
magic wand

Tom bought his magic wand at a magic wand shop. - Tom sihirli değneğini bir sihirli değnek dükkanından aldı.

Türkçe - Türkçe
Elde taşınacak incelikte düzgün ağaç, sopa: "Testiyi bir eline, değneğini ötekine alır."- H. R. Gürpınar
Değnekle atılan dayak
Elde taşınabilen ince ağaç sopa
Elde taşınacak incelikte düzgün ağaç, sopa
çevgen
çomak
eska
değnek