Çevirme

listen to the pronunciation of Çevirme
التركية - الإنجليزية
translated

I have never translated a book. - Ben bir kitap çevirmedim.

Tom hasn't translated the article yet. - Tom makaleyi henüz çevirmedi.

enclosure
turning

The world is just like a book, and every step you take is like turning a page. - Dünya sadece bir kitap gibidir ve attığın her adım bir sayfa çevirmek gibidir.

twirl
conversion
translating; translation
translation

The translation does not represent the views of the translator. - Çeviri çevirmenin görüşlerini yansıtmıyor.

I tried to translate the sentence The cat says 'meow' into five languages, but none of the translations was correct. - The cat says meow cümlesini beş dile çevirmeye çalıştım ama çevirilerden hiçbiri doğru değildi.

inclosure
rotation, turning; changing
turning; conversion
assembly , flip
spin
surround
rotation
(bilgisayar) assembly
assembling
(Dilbilim) interpretation

The sentence is capable of two interpretations, of which the first is the exact opposite of the other. - Cümleyi birbiriyle zıt iki farklı biçimde çevirmek mümkün.

(Muzik) inversion
(Bilgisayar) roll
rendering
(Jeoloji) derivation
(Televizyon) skew
twist
diversion
{i} slew
{i} converting
envelopment
{i} slue
(Jeoloji) casing
(Askeri) turning movement
enclosure,inclosure
{i} flip
tersine çevirme
reversal
çevirmek
turn

That's a very generous offer, but I have to turn it down. - Bu cömert bir teklif fakat onu geri çevirmek zorundayım.

Robert was so busy he had to turn down an invitation to play golf. - Robert o kadar meşguldu ki golf oynamak için bir daveti geri çevirmek zorunda kaldı.

çevirmek
{f} translate

It took me more than two hours to translate a few pages of English. - Birkaç sayfa ingilizceyi çevirmek iki saatten daha fazla zamanımı aldı.

It took me more than two hours to translate a few pages of English. - Birkaç sayfa İngilizce çevirmek iki saatten fazla zamanımı aldı.

çevirme dili
translation language
çevirme hareketi
mil . encircling movement, outflanking maneuver
çevirme kasa
grommet
çevirme kolu mech
crank
çevirme listesi
assembly list
çevirme oranı
conversion ratio
çevirme programı
assembly program
çevirme sistemi
assembly system
çevirme yordamı
assembly routine
çember çevirme
hoopla
çevirmek
{f} avert
çevirmek
{f} interpret

The sentence is capable of two interpretations, of which the first is the exact opposite of the other. - Cümleyi birbiriyle zıt iki farklı biçimde çevirmek mümkün.

The interpreter is paid to translate. - Tercümana çevirmek için ödeme yapılır.

çevirmek
turn to
çevirmek
send back
çevirmek
spin
çevirmek
encompass
adres çevirme
address conversion
kuzu çevirme
(Gıda) spit roasted lamb
numara çevirme darbesi
(Bilgisayar,Teknik) dial pulse
numara çevirme yanlışı
(Bilgisayar,Telekom) dialing mistake
optik çevirme
(Tıp) optical rotation
tersine çevirme
inversion
çevir
(Bilgisayar) dial

I'm afraid you have dialed a wrong number. - Korkarım yanlış bir numara çevirdiniz.

In case of fire, dial 119. - Yangın durumunda, 119'u çevir.

çevir
{f} converting
çevirmek
transform
çevirmek
(Muzik) invert
çevirmek
revoke
çevirmek
convert to
çevirmek
thread
çevirmek
commutate
çevirmek
hold up
çevirmek
twist
çevirmek
hatch
çevirmek
put into
çevirmek
besiege
çevirmek
turn on
çevirmek
annul
çevirmek
tweedle
çevirmek
reverse

Translation is easier than reverse translation. - Çevirmek, ters çevirmekden daha kolaydır.

çevirmek
(Sinema) pan
çevirmek
convert into
çevirmek
revolve about
çevirmek
turn up
çevirmek
lap
çevirmek
close
çevirmek
make over
çevirmek
disincline
çevirmek
assemble
çevirmek
carry out
çevirmek
stop
çevirmek
overturn
çevirmek
revolve around
çevirmek
rotate
çevirmek
begird
çevirmek
circle
çevirmek
point at
çevirmek
make
çevirmek
speediness
çevirmek
wind
çevirmek
convert from
çevirmek
run
çevirmek
zone
çevirmek
contain
çevirmek
change

I want to change ten thousand yen to dollars. - On bin yeni dolara çevirmek istiyorum.

çevirmek
(deyim) change over
çevirmek
reduce to
çevirmek
{f} manage
çevir
{f} slue
çevir
{f} translating

Translating that text will be very easy. - O metni çevirmek çok kolay olacak.

I wonder if there is any point in translating proverbs into English. - Atasözlerini İngilizceye çevirmede bir amacın olup olmadığını merak ediyorum.

çevir
{f} slew
çevir
surround by
çevir
{f} convert

Let's try to convert German into a Romance language. - Almanca'yı Romen diline çevirmeye çalışalım.

Tom converted about half of his yen into dollars and the other half into euros. - Tom yeninin yaklaşık yarısını dolara ve diğer yarısını avroya çevirdi.

çevir
surround

I saw them surrounding him. - Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm.

Lions surrounded Tom on all sides. - Aslanlar Tom'u her tarafından çevirdi.

çevir
{f} converted

I converted my yen into dollars. - Yenimi dolara çevirdim.

Tom converted about half of his yen into dollars and the other half into euros. - Tom yeninin yaklaşık yarısını dolara ve diğer yarısını avroya çevirdi.

çevir
{f} surrounded

Lions surrounded Tom on all sides. - Aslanlar Tom'u her tarafından çevirdi.

The police have surrounded the building. - Polisler binayı çevirdi.

çevir
{f} rounded
çevir
{f} surrounding

I saw them surrounding him. - Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm.

çevir
{f} diverted
çevirmek
twine
çevirmek
turn over
çevirmek
bend
çevirmek
put about
çevirmek
sweep
çevirmek
train
çevirmek
train upon
çevirmek
surround
çevirmek
turn round
çevirmek
render into
çevirmek
put
çevirmek
direct
çevirmek
channel
çevirmek
revolve
piliç çevirme
Rotisserie
sayfa çevirme
page turning
çevir
translate

Don't translate English into Japanese word for word. - İngilizceden Japoncaya kelimesi kelimesine çeviri yapmayın.

Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy. - Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.

çevir
assemble
çevirmek
to flip
akım çevirme
commutation
dişli çevirme oarnı
gear ratio
doğru akıma çevirme
rectification
geri çevirme
declination
geri çevirme
rebuff
geri çevirme
rejecting
geri çevirme
repulse
geri çevirme
turning back
geriye çevirme
retroversion
içini dışına çevirme
eversion
latince'ye çevirme
Latinization
lâfı çevirme
tergiversation
metreye çevirme
metrication
metreye çevirme
metrification
metrik sisteme çevirme
metrication
metrik sisteme çevirme
metrification
modem kullanarak çevirme
(Bilgisayar) modem dial-up
nakte çevirme
realization
numara çevirme ilkesi
(Bilgisayar) dialing policy
numara çevirme seçenekleri
(Bilgisayar) dialing options
numara çevirme ünitesi
dialing unit
paraya çevirme
encashment
paraya çevirme
redemption
paraya çevirme
realization
paraya çevirme
negotiation
paraya çevirme
liquidation
piliç çevirme roast chicken, chicken roasted
on a spit
rahimde bebeği çevirme
(doğumda) version
roman formuna çevirme
novelisation
roman formuna çevirme
novelise
roman formuna çevirme
novelize
roman formuna çevirme
novelization
sevkiyat çevirme emri
(Askeri) passing order
sohbet çevirme çalışı
(Bilgisayar) chat dialing ring
sola çevirme
left-handed rotation
spesifik optik çevirme
(Tıp) specific optical rotation
sıkıştırılmış çevirme sayısı
(Askeri) compressed dial number
ters çevirme
overturn
ters çevirme
turning inside out
ters çevirme
inversion
tersine çevirme
disassemble
tersine çevirme mekanizması
reversing mechanism
torna çevirme deliği
turning hole
yeniden çevirme
remake
yukarı çevirme
upturn
Çevirmek
flip
çevir
dialling
çevir
{f} flip

Tom opened the book and flipped through the pages. - Tom kitabı açtı ve sayfaları çevirdi.

Tom entered the dark room and flipped the light switch. - Tom karanlık odaya girip lamba anahtarını çevirdi.

çevirmek
change to
çevirmek
deflect
çevirmek
roll
çevirmek
enclose
çevirmek
(for one kind of meteorological condition) to turn into, become (another): Yağmur kara çevirdi. The rain's turned to snow. Çevir kazı yanmasın. (Konuşma Dili) Why are you changing the subject? (said sarcastically)
çevirmek
convert
çevirmek
point
çevirmek
(bakış) revert
çevirmek
encircle
çevirmek
switch to
çevirmek
to enclose (a place) with
çevirmek
(bilgisayar) assemble
çevirmek
turn into
çevirmek
divert
çevirmek
to turn (a situation) into (something bad)
çevirmek
upturn
çevirmek
(çember) bowl
çevirmek
to interpret (something) (in a specified way)
çevirmek
(iş) pull
çevirmek
hedge round
çevirmek
decline

It stands to reason that I should decline the offer. - Öneriyi geri çevirmek zorunda olmam makul görünüyor.

I had to decline his offer. - Onun teklifini geri çevirmek zorunda kaldım.

çevirmek
to turn (a garment) inside out
çevirmek
to send (something) back
çevirmek
to turn, rotate; to make (something) spin
çevirmek
commute
çevirmek
to turn, to turn (sth) round; to point; to spin; to divert; (kamera, dürbün) to train; to wind; to rotate; to revolve; to reverse; to revoke, to annul; to send back; to translate (into), to render" " tercüme etmek; to manage, to run" " yönetmek, idare etmek; to convert; to turn into; to transform, to change; to surround, to encircle, to encompass" " kuşatmak; to stop, to hold up; (plan, dolap, vb.) to make, to carry out, to hatch
çevirmek
twirl
çevirmek
(sayfa) turn over
çevirmek
to turn, make, or transform (one thing) into (another)
çevirmek
to pull (a trick, a ruse)
çevirmek
translate into

All languages are hard to translate into. - Bütün dilleri çevirmek zordur.

çevirmek
inclose
çevirmek
to stop (someone who is going somewhere)
çevirmek
hedge in
çevirmek
exchange
çevirmek
translate , dial
çevirmek
point on
çevirmek
{f} slew
çevirmek
{f} whip
çevirmek
hedge
التركية - التركية
Uzaktan dolaşıp düşmanın yan gerilerine düşerek onu istemediği bir durumda dövüşmek zorunda bırakma
Kuzu, oğlak gibi hayvanların şişte, kor üzerinde çevrilerek pişirilmişi
Bir dilden başka dile çevrilmiş, tercüme
Tavuk eti, patlıcan ve pirinçle yapılan bir yemek
Bir müzik parçasındaki aralığın veya bir cümle parçasının tiz sesini pese, pes sesini tize dönüştürmek işi
Kuzu, oğlak gibi hayvanların şişte, kor üzerinde çevrilerek pişirilmişi: "Değirmende, daha sabahtan gönderilip hazırlanan yağlı bir oğlak çevirmesini tam kıvamında buldular."- R. H. Karay
Uzaktan dolaşıp düşmanın yan gerilerine düşerek onu istemediği bir durumda dövüşmek zorunda bırakma, kuşatma, ihata
Çevirmek işi, tedvir
çevresi duvar ya da çitle çevrilmiş küçük bahçe
Etrafı çitle çevrilmiş küçük bahçe
(Osmanlı Dönemi) ATF
tercüme
çevirme ağı
Balık sürülerinin önce çevrelerinin sarılması, sonra ağın altının kapatılması yoluyla kaçmalarını önleyerek avlamayı sağlayan bir ağ türü
Çevirmek
tercüme etmek
Çevirmek
çalkalamak
çevirmek
Bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak
çevirmek
Döndürerek hareket ettirmek
çevirmek
Kötü bir duruma getirmek. Çeviri yapmak: "Romanlar, hikâyeler yazar; yahut Fransızcadan çevirirmiş."- M. Ş. Esendal
çevirmek
Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek. Çevrilemek, tevil etmek
çevirmek
Bir dilden başka bir dile aktarmak, tercüme etmek
çevirmek
Döndürerek hareket ettirmek: "Resimleri albüme yapıştırırken kocası da radyonun düğmesini çevirdi."- S. F. Abasıyanık
çevirmek
Oynamak
çevirmek
Yönetmek, idare etmek: "Eteği belinde, bütün evi o çeviriyor."- H. Taner
çevirmek
Kötü bir duruma getirmek
çevirmek
Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek
çevirmek
Geri göndermek
çevirmek
Hile, dolap, dalavere gibi dürüst olmayan davranışlar için yapmak
çevirmek
Bir şeyin yönünü değiştirmek: "Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi."- Y. Z. Ortaç. Öteki yüzünü görünür duruma getirmek: "Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu."- Ö. Seyfettin
çevirmek
Bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek
çevirmek
Hile, dolap, dalavere gibi dürüst olmayan davranışlar için yapmak: "Bendenize şikâyetlerin yapılmaması, iş çevirmek isteyenlerin muvaffak olamayacaklarını bilmeleri neticesidir."- Atatürk
çevirmek
Bir durumdan başka duruma geçmek
çevirmek
Bir şeyin yönünü değiştirmek
çevirmek
Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek
çevirmek
Öteki yüzünü görünür duruma getirmek
çevirmek
Çevrilemek, tevil etmek
çevirmek
Kâğıt oyunu oynamak
çevirmek
Yönetmek, idare etmek
الإنجليزية - التركية

تعريف Çevirme في الإنجليزية التركية القاموس.

türkçeyi ingilizceye çevirme
fine, and u?
türkçeyi ingilizceye çevirme
merhaba halacımnasılsın ben çok iyiyim .istanbuldayım.sizleri çok özledim burası çok güzel bir yer.seninde buraya gelmeni istiyorum.beni unutmayın.sizleri çok seviyorum
Çevirme
المفضلات