Onu başka bir şekilde söyle.
- Say it in another way.
Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur.
- It is difficult to translate a poem into another language.
Diğer sigarayı yaktı fakat onu derhal söndürdü.
- He lit another cigarette, but immediately put it out.
Sonunda diğer kedi yavrusunu seçti.
- In the end she chose another kitten.
Onu bir daha deneyeceğiz.
- We're going to give it another try.
Buna bir daha bakmanı istiyorum.
- I'd like you to take another look at this.
Oldukça farklı bir nedenden dolayı ona yazdım.
- I wrote to him for quite another reason.
Bir kelime başka dilden ödünç alındığı zaman, sık sık aynı anlama sahip olarak başlar; ancak her iki dilde de sürekli kullanımı ile, şimdi ayrı kelimeler farklı çağrışımları artırabilir.
- When a word is borrowed from another language, it frequently begins by having the same meaning; but with continued use in both languages, the now separate words may accrete disparate connotations.
Otobüsler art arda ayrıldı.
- The buses left one after another.
O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.
- She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.
Lütfen bana başka bir tane daha gösterin.
- Please show me another one.
Bu odayı sevmiyorum. Başka bir tane alabilir miyim?
- I don't like this room. May I have another one?
Lütfen bana başka bir tane daha gösterin.
- Please show me another one.
O, birayı bitirdi ve bir tane daha ısmarladı.
- He finished the beer and ordered another.
Başka biri oldum gibi hissediyorum.
- I feel like another person.
Tom bir şey söyleyen fakat başka birini yapan insan türü değildir.
- Tom isn't the kind of person who says one thing but does another.
On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.
- Another ten minutes' walk brought us to the shore.
Onlar bunu bir başka gün bitirecekler.
- They'll finish this another day.
Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.
- When one lucky spirit abandons you another picks you up. I just passed an exam for a job.
Bunu sevmedim. Bana bir başkasını göster.
- I don't like this. Show me another.
Her ev diğerine yakındır.
- Each house is near another.
Bir gün geçti. Sonra diğeri.
- One day passed. Then another.
Fadıl asla başka birisine zarar veremez.
- Fadil can never hurt another person.
Birinin kaybı bir başkasının kazancıdır.
- One man's loss is another man's gain.
Bir başarısızlığı bir başkası izledi.
- One failure followed another.
1979 , Micheal Ende , The Neverending Story , p.53 , ISBN 0140386335.
... owners should trump one another when it comes to computers. ...
... And then I'll make another pass. ...