antika

listen to the pronunciation of antika
Türkçe - Türkçe
Genele, olağana, geleneğe aykırı, acayip, tuhaf: "Hasılı antika bir herif."- Ö. Seyfettin
Mendil, önlük, yatak çarşafı gibi kumaşların kenarına yapılan bir tür işleme
Eski çağlardan kalma yapıt
Mendil, örtü, yatak çarşafı gibi bezlerin kenarlarına paralel ipliklerden bir bölümü çekilip dikey olanların ikisi, üçü bir arada tire ile sarılarak yapılan diş diş süs, sıçan dişi, ajur
Antik
Eski çağlardan kalma eser veya tarihsel değeri olan eski eşya: "Sofadaki antika yerli saat, ihtiyar göğsü hırlaya hırlaya ağır ölçülü vuruşlarla gece yarısını çaldı."- H. R. Gürpınar
(Osmanlı Dönemi) kıymetli sanat eseri; eski zamandan kalma eser, tarihî eser
Eski çağlardan kalma eser veya tarihsel değeri olan eski eşya
Genele, olağana, geleneğe aykırı, acayip, tuhaf
ANTİKA
(Osmanlı Dönemi) yun. Kıymetli san'at eseri. Eski zamandan kalma eser
antika mobilya
En az yüz sene önce imal edilmiş olup ana hatlarında herhangi bir değişiklik yapılmayan ve belli bir ekole göre adlandırılan mobilya
antika