unterhalt

listen to the pronunciation of unterhalt
Almanca - Türkçe
{'untırhalt} r bakım; geçim
[der] bakım, geçim; nafaka
geçim
İngilizce - Türkçe

unterhalt teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

alimony
nafaka
livelihood
{i} geçim

Çoğu kişi geçimleri için çalışmak zorunda. - Most people have to work for their livelihood.

living
{s} canlı

Ben hiçbir canlıyı küçümsemiyorum. Tabii ki ben Allah değilim. Ben de kulum; hatalarım olmuştur, yalanlamıyorum. - I don't look down upon any living being. Needless to say, I'm no God. I'm a human being myself; I may have made mistakes, I do admit.

O bir canlı, dolayısıyla doğal olarak sıçıyor da. - It's a living being, so of course it shits.

livelihood
{i} rızk
livelihood
(Ticaret) maişet
living
yaşayarak

Ben Berlin'de bir Alman aile ile yaşayarak bir hafta geçirdim. - I spent a week in Berlin living with a German family.

Tom yıllarını Boston sokaklarda yaşayarak geçirdi. - Tom spent years living on the streets of Boston.

living
dirimli
livelihood
geçinme
living
yaşayan

Yaşayanların sayısı ölülerinkinden daha azdı. - The number of the living was smaller than that of the dead.

Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir. - Most living creatures in the sea are affected by pollution.

living
{s} yaşayanlara özgü
alimony
(isim) nafaka
livelihood
{i} geçim yolu
livelihood
{i} geçimini sağlama
livelihood
geçim vasıtası
living
tıpkı
living
{i} hayat

Hayatını İngilizce öğreterek kazanıyor. - He earns his living by teaching English.

Tom hayatı yaşamaya değmezmiş gibi düşünüyor. - Tom started to feel like his life wasn't worth living.