Yaşam yaz çiçekleri, ölüm de sonbahar yaprakları kadar güzel olsun.
- Let life be as beautiful as summer flowers. And death as beautiful as autumn leaves.
Bu yeşil yapraklar güz aylarında kızarır veya sararırlar.
- These green leaves turn red or yellow in autumn.
İlkbaharı sonbahara tercih ederim.
- I prefer spring to autumn.
Paris sonbaharda en iyidir.
- Paris is best in autumn.
Saçınız dökülmeye başlayacaktır.
- Your hair will start to fall out.
Biz geçen sonbaharda New York'a taşındık.
- We moved to New York last fall.
Sonbaharda Paris'e gidiyorum.
- I'm going to Paris in the fall.
Kötü alışkanlıklara düşmek kolaydır.
- It's easy to fall into bad habits.
Yapraklar ekimde düşmeye başlar.
- Leaves begin to fall in October.
Bay Jones ders esnasında uyuduğum için beni azarladı.
- Mr. Jones reprimanded me for falling asleep during class.
Anadili olarak konuşan kişi sayısı 10'dan aza düştüğünde bir dil ölü olarak kabul edilir.
- A language is considered dead when the number of native speakers falls to less than 10.
Sonbaharda Ay güzeldir.
- Der Mond ist schön im Herbst.
Kar yağıyor. Bu kışın ilk karını sonbaharımızda yaşıyoruz. İşimiz, iş desenize.
- Es schneit. Heute erleben wir unseren ersten Winterschnee im Herbst. Das kann ja noch lustig werden.
Sonbaharda Ay güzeldir.
- Der Mond ist schön im Herbst.