a focussed comparison; bringing together for a careful comparison

listen to the pronunciation of a focussed comparison; bringing together for a careful comparison
İngilizce - Türkçe

a focussed comparison; bringing together for a careful comparison teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

confrontation
{i} meydan okuma; karşılıklı meydan okuma
confrontation
(Mukavele) ihtilaf, anlaşmazlık, fikir ayrılığı, cepheleşme
confrontation
karşılıklı meydan okuma
confrontation
(Tıp) konfrontasyon
confrontation
karşı karşıya gelme

Esnafla karşı karşıya gelmek stresli durumlara neden olur. - Confrontations with tradesmen cause stressful situations.

confrontation
karşılama
confrontation
{i} yüzleştirme

Yüzleştirmeyi sevmiyorum. - I don't like confrontation.

O, yüzleştirmeleri çok üzücü buldu. - She found confrontations very upsetting.

confrontation
{i} huk. (sanığı, kendisini suçlayanla) yüzleştirme
confrontation
{i} yüzleşme

Tecrübelerden biliyorum ki, böyle yüzleşmeler asla iyi bitmez. - I know from experience that such confrontations never end well.

confrontation
{i} karşılaşma
confrontation
karşılaşma/karşılama
confrontation
karşılama,yüz yüze gelme
İngilizce - İngilizce
confrontation
a focussed comparison; bringing together for a careful comparison