French%20kiss teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- french fries
- Patates kızartması
Tom pizza ve patates kızartmasını seviyor.
- Tom loves pizza and French fries.
Herkes patates kızartması sever.
- Everybody likes French fries.
- French
- {i} fransız
O İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşuyor?
- Does she speak English, French or German?
John, Fransızcayı iyi konuşamıyor.
- John can't speak French well.
- French
- {i} Fransızca
Onların ana dili Fransızca.
- French is their mother tongue.
John, Fransızcayı iyi konuşamıyor.
- John can't speak French well.
- french bean
- taze fasulye
- french fried potatoes
- patates kızartması
- french antilles
- fransız antilleri
- french beans
- (Gıda) çalı fasulyesi
- french bed
- büyük yatak
- french bed
- çift kişilik yatak
- french brandy
- (Gıda) konyak
- french bread
- (Gıda) fransız ekmeği
İki Fransız Fransızca konuşur ve Fransız ekmeği yer.
- The two Frenchmen speak French and eat French bread.
Fransız ekmeği lezzetlidir.
- French bread is delicious.
- french canadian
- fransızca kanada
- french canadian
- kanada fransızcası
- french cultural center
- fransız kültür merkezi
- french curve
- (Tekstil) fransız eğrisi
- french doors
- (İnşaat) çift kanatlı camlı kapı
- french form
- fransızca formu
- french francs
- fransız frangı
- french guiana
- fransız ginesi
- french horn
- (Muzik) fransız kornosu
Tom Fransız kornosunu Mary kadar iyi çalamayacağını söylüyor.
- Tom knows he'll never be able to play the French horn as well as Mary.
Onların Fransızcada Fransız kornosuna ne dediklerini biliyor musun?
- Do you know what they call a French horn in French?
- french literature
- fransız edebiyatı
- french revolution
- ihtilali
- french revolution
- fransız devrimi
- french roll
- (Gıda) küçük francala
- french roll
- (Gıda) francala
- french sauce
- (Gıda) fransız usulü salata sosu
- french seam
- (Tekstil) fransız dikişi
- french toast
- (Gıda) fransız usulü tost
- French
- (the ile) Fransızlar
- French barley
- frenkarpası
- French beans
- taze fasulye
- French chalk
- terzi tebeşiri
- French chalk
- terzi sabunu
- French doors
- fransızbalkonu
- French doors
- fransız penceresi
- French fries
- kızarmış parmak patates
- French horn
- korno
Onların Fransızcada Fransız kornosuna ne dediklerini biliyor musun?
- Do you know what they call a French horn in French?
Fransız kornosu çalıyorum.
- I play the French horn.
- French letters
- prezervatif
- French letters
- kaput
- French loaf
- francala
- french capital
- fransa'nın başkenti
- french franc
- fransız frankı
- french fried potatoes
- cips
- french fries
- cips
- french horn
- daire şeklinde çalgı borusu
- french omelet
- fransız omleti
- french pancake
- fransız keki
- french people
- fransız insanı
- french person
- fransız kişi
- french roof
- bir kısmı yassı ve bir kısmı dik çatı
- french teacher
- fransızca öğretmeni
- french window
- balkon kapısı
- French Canadian
- Kanada Fransızcası
- French Canadian
- Fransız asıllı Kanadalı
- French Polynesia
- Fransız Polinezyası
- French Southern Territories
- Fransız Güney Toprakları
- French drain
- kör dren, Fransız dreni
- French kiss
- Fransız öpücüğü
- french bean
- Ayşekadın fasulyesi
- french bean salad
- fransız piyaz
- french beans
- fransız fasulye
- french braid
- Yaygın kullanılan bir saç örgüsü modeli
- french capital
- Fransa'nin başkenti
- french casement
- fransız kanatlı
- french cuff
- manşet fransız
- french cuisine
- Fransız mutfağı
- french foreign ministry
- Fransız dışişleri bakanlığı
- french fries
- Fransız kızartması
Belçikalılar, Fransız kızartmasının Fransız değil, Belçikalı olduğunu iddia ediyorlar.
- Belgians claim that French fries are not French but Belgian.
Biraz Fransız kızartması lütfen.
- Some French fries, please.
- french fry
- fransız yavru
- french kiss
- ağzı açarak ve dil teması ile yapılan öpüşmeiki kişinin ağızları açık şekilde dillerini birbirine değdirerek yaptıkları öpüşme şekli
- french kissing
- fransız öpüşme
- french people
- fransız insani
- french sorrel
- (Botanik, Bitkibilim) Kuzukulağı: (R.acetosella), 20-50 cm boyunda, kırmızı gövdeli Kuzukulağıgiller familyasından çokyıllık bir bitkidir. Ok biçimli tüysüz yaprakları ve pembe renkli çiçekleri vardır. Bol miktarda oksalik asit içeren ekşi yaprakları sebze olarak yenir. Ayrıca halk arasında yapraklarından hazırlanan lapalar çıban tedavisinde kullanılır
- french sorrel
- fransız kuzukulağı
- french stick
- fransız sopa
- french windows
- fransız pencereler
- French
- {s} fransa ile ilgili
- French
- {s} fransızca ile ilgili
- French
- {i} fransızlar
Matematikçiler buna Fransızlarla müştereken sahiptir: onlara her ne söylemeye çalışıyorsan, onlar onu alır ve onu kendi tarzlarıyla çevirir ve onu tamamen farklı bir şeye çevirirler.
- Mathematicians have this in common with the French: whatever you're trying to say to them, they take it and translate it in their own way and turn it around into something completely different.
Britanyalılar, 1763'te Kuzey Amerika'da Fransızları yenilgiye uğrattı.
- The British defeated the French in North America in 1763.
- French Guiana
- Fransız Guyanası
- French doors
- balkon kapısı
- French doors
- camlı ve çift kanatlı kapının kanatları
- French fried
- yağda kızartılmış
- French fries
- kızarmış patates, patates tava
- French horn
- müz. korno, Fransız kornosu
- French letter
- prezervatif
- French toast
- yumurtaya batırılıp tavada kızartılmış ekmek
- French windows
- (balkon, teras veya bahçeye açılan) camlı ve çift kanatlı kapının kanatları
- french art
- fransız sanatı
- french barley
- frenk arpası
- french bearer
- (Tekstil) pantalon iç kapaması
- french casement
- (İnşaat) fransız penceresi
- french chalk
- (Tıp) Pudra
- french civilization
- (Eğitim) fransız medeniyeti
- french company
- (Ticaret) fransız şirketi
- french cookery
- fransız mutfağı
- french drain
- (Tarım) kör dren
- french drain
- (Tarım,Teknik) fransız dreni
- french fiction
- fransız romanı
- french flat
- (Tiyatro) çerçeveli pano
- french historical fiction
- fransız tarihi roman
- french landing
- (Havacılık) fransız inişi
- french landing
- (Havacılık) tekerlek inişi
- french leave
- sıvışma
- french leave
- izinsiz ayrılma
- french manicure
- fransız manikür
- french onion soup au gratin
- (Gıda) gratine soğan çorbası
- french pastry
- hamur işi
- french patina
- fransız patina
- french plums
- erik kurusu
- french plums
- kuru erik
- french polish
- gomalak cilası
- french polish
- ispirtolu cila
- french press
- kahve demleme aparatı
- french tack
- (Tekstil) fransız teyeli
- french tile
- (İnşaat) alafranga kiremit
- french tile
- (İnşaat) marsilya kiremidi
- french tile
- (İnşaat) makine kiremidi
- french windows
- balkon kapısı
- fresh french beans
- (Gıda) zeytinyağlı çalı fasulyesi