BAYILMA

listen to the pronunciation of BAYILMA
Türkçe - İngilizce

BAYILMA teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

bayılma
{i} fainting

She was on verge of fainting. - O, bayılmak üzereydi.

bayılma
{i} faint

I have to eat something before I faint. - Bayılmadan önce bir şey yemek zorundayım.

She was on verge of fainting. - O, bayılmak üzereydi.

bayılma
stall
bayılma
syncopal
bayılma
faint; heeling, listing; fading
bayılma
blackout
bayılma nöbeti
Fainting spell
bayılma nöbeti
fainting fit
bayılma önleyici
antifading
bayılma
(Tıp) syncope
bayılma
(Gıda) collapse
bayılma
fading
bayılma
swooning
bayılma
listing
bayılma
(Askeri) heeling
bayıl
{f} swooning
bayıl
pass out

I don't want to pass out. - Ben bayılmak istemiyorum.

Because he hadn't eaten anything before the hike, he was about to pass out. - O, yürüyüşten önce hiçbir şey yememişti, bayılmak üzereydi.

bayıl
{f} swoon

I don’t want a nurse who swoons at the sight of blood. - Kan görünce bayılan bir hemşire istemiyorum.

bayıl
{f} faint

She fainted when she saw blood. - O, kan görünce bayıldı.

She was on verge of fainting. - O, bayılmak üzereydi.

bayılma
rhapsody
bayılma
{i} swoon
beyne kan gitmemesi sonucu bayılma
syncope
Türkçe - Türkçe
Baygın duruma girme, kendinden geçme
bayılma
Gemi ya da deniz araçlarının herhangi bir sebeple sancak veya iskele tarafına yan yatmaları
Bayılma
(Hukuk) İĞMA
BAYILMA