vatan%20pilavc%C4%B1s%C4%B1 teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- vatan
- Yurt: "Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın / Bir vatan kalbinin attığı yerdir."- N. H. Onan
- VATAN
- (Osmanlı Dönemi) (C.: Evtan) Bir kimsenin doğup büyüdüğü yer. Yurt
- vatan
- Bir ulusun bağımsız ve egemen olarak üzerinde yaşadığı yeryüzü parçası ve onun havası ile karasularına denir
- vatan
- Yurt
- vatan borcu
- Askerlik
- vatan haini
- Vatanın yüksek menfaatlerini hiçe sayarak onun aleyhinde iş gören kimse
- vatan hainliği
- Vatan haini olma durumu
- ana vatan
- Bir şeyin ilk kez yetiştigi, göründüğü yer
- ana vatan
- Ana yurt
İlgili Terimler
vatan%20pilavc%C4%B1s%C4%B1 teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- vatan haini
- traitor
Tom may be the traitor.
-Tom vatan haini olabilir.
Tom might be a traitor.
-Tom bir vatan haini olabilir.
- vatan
- motherland
- vatan
- homeland
Russia is the homeland of the elephants.
-Rusya, fillerin vatanıdır.
They fought for their homeland.
-Vatanları için savaştılar.
- vatan
- soil
- vatan
- habitat
- vatan hainliği
- treason
Mr. President, what you are doing is treason!
-Bay Başkan yaptığın şey vatan hainliğidir!
That sounds like treason to me.
-Bu bana vatan hainliği gibi görünüyor.
- vatan
- (Politika, Siyaset) nation
I chose dual nationality.
-Çifte vatandaşlığı seçtim.
I have the French nationality, but I'm from Vietnam.
-Fransız vatandaşlığım var ama Vietnamlıyım.
- vatan
- native country
Georgia is his native country.
-Gürcistan onun ana vatanı.
- vatan hasreti
- (Askeri) homesick
- vatan sevgisi
- patriotism
- vatan
- land
- vatan
- home
Tom was a little homesick.
-Tom biraz vatan hasreti çekiyordu.
At first, Meg was homesick.
-İlk başta, Meg vatan hasreti çekti.
- vatan borcu
- country debt
- vatan severlik
- country hospitality
- vatan sevgisi ile ilgili şiirler
- poems about love and devotion to one's country
- vatan toprağı
- homeland
- Vatan
- Blighty
- Vatan
- Britain or England as homeland (name used affectionately in jest)
- vatan
- native country, motherland, homeland, country
- vatan
- native land
- vatan
- (göçmen) old country
- vatan
- native shore
- vatan borcu
- (Politika, Siyaset) national service
- vatan değiştirmek
- change one's allegiance
- vatan haini
- quisling
- vatan haini ilân etmek
- proclaim smb. a traitor
- vatan haini kadın
- traitress
- vatan haini veya ihbarcı
- (Argo) dobber-in
- vatan hainliği
- traitorism
- vatan hainliği ile suçlanmak
- be charged with treason
- vatan hasreti
- homesickness
She cried out of homesickness.
-O, vatan hasretinden çığlık attı.
Thirst is more serious than homesickness.
-Susuzluk vatan hasretinden daha ciddidir.
- vatan hasreti
- nostalgia
- vatan hasreti çeken
- homesick
This song makes me homesick.
-Bu şarkı beni vatan hasreti çeken yapıyor.
- vatan hasreti çekmek
- be homesick
- vatan uğruna
- for the sake of one's country
- vatan ve millet sevgisi
- love of country and nation
- vatan özlemi
- mal du pays
- vatan özlemi
- nostalgia
- vatan şarkıları
- patriotic songs
- mesken vatan
- home
- ana vatan
- homeland
- eski vatan
- (göçmen) old country