I told Tom to quit bothering me.
- Tom'a canımı sıkmaktan vazgeçmesini söyledim.
Tom didn't want to bother Mary.
- Tom Mary'nin canını sıkmak istemiyordu.
We'll have to tighten our belts if the economy doesn't pick up soon.
- Ekonomi yakında toparlanmazsa kemerlerimizi sıkmak zorunda kalacağız.
Now all you have to do is tighten the screw, and Bob's your uncle.
- Şimdi yapman gereken tek şey vidayı sıkmak ve Bob senin amcandır.
I don't want to bore you.
- Canınızı sıkmak istemiyorum.
I don't want to bore you.
- Canını sıkmak istemiyorum.
He made mistakes on purpose to annoy me.
- Canımı sıkmak için hataları kasıtlı olarak yaptı.
She does nothing but annoy me all day long.
- O bütün gün canımı sıkmaktan başka bir şey yapmaz.
I'd like to wring Tom's neck.
- Tom'un boynunu sıkmak istiyorum.